Haber

Akşener: Carl Schmitt’in öğrencileri anayasa değişikliği istedi

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Carl Schmitt’in bugünkü öğrencileri, anayasal devlet krizine yol açan hukuk dışı fiili duruma çözüm bulmak yerine, derhal anayasa değişikliği arayışına girdiler. Yani fiili durumu yasallaştırmanın peşinde oldular.”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki (TBMM) grup toplantısında konuştu. Akşener, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) kuruluşunun 40’ıncı yılını kutlayarak, “Kıbrıs davamızın milli kahramanları Doktor Fazıl Küçük, Hala Sultan, Türk Mukavemet Teşkilatı ve Şehit İlhans’a selamlar olsun. Kıbrıs’ta bağımsızlık yolunu, egemenlik yolunu, Türklük yolunu kim inşa etti? Bugün bölgemizdeki gelişmeleri dikkate aldığımızda KKTC’nin varlığının ve bağımsızlığının ne kadar stratejik bir öneme sahip olduğunu bir kez daha görüyoruz. Doğu Akdeniz’de, Kafkasya’da, Ortadoğu’da hatta Kuzey Afrika’da olup bitenleri çok iyi okuyup anlamak zorundayız.KKTC sadece kardeş ülkemiz değil, aynı zamanda güney ucundaki Türk dünyasının yıldızıdır. Büyük Türk coğrafyasının güney başkentidir.Dolayısıyla KKTC’nin bağımsız ve güçlü bir devlet olarak yaşayabilmesi için Türk dünyasının bu süreci samimi bir şekilde benimsemesi gerekmektedir.Bu bağlamda Kuzey Kıbrıs’ın KKTC’nin gözlemci üyesi olmasını elbette memnuniyetle karşılıyoruz. Türk Devletleri Teşkilatı. Ancak son organizasyon zirvesine davet edilmemesini dikkatle takip ediyor ve sürecin bir an önce tamamlanmasını bekliyoruz” dedi.

‘ATATÜRK’E BORÇLARIMIZI UNUTTURMAYACAKSINIZ’

10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü’nde Atatürk’ün ufka ulaşma görevini bir kez daha andıklarını kaydeden Akşener, “Onun büyük vizyonunu bir kez daha anladık ve aziz hatırasını bir kez daha antık. Bir millet olarak aynı duyguları paylaşıyoruz, bu duyguları paylaşıyoruz.” Bunu paylaşmayanlar da oldu. Yabani otlar, geleceğin zararlıları ve ahlak yoksunları vardı. Atatürk’ümüzün vizyonuna ve Cumhuriyetimizin değerlerine düşmanlıktan beslenen kirli zihniyetler de vardı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü anmaktan rahatsız olanlar da vardı, onun için bir nimeti bile fazla gören bilinçsiz insanlar da vardı. Diyanet İşleri Başkanlığı Başkanlığımız 3 Mart 1924 tarihinde Atatürk’ümüz tarafından kurulmuştur. Ama buna rağmen varlığını ona borçlu olan bu önemli kurumumuz, 10 Kasım Cuma hutbesinde Atamıza Fatiha dahi vermiştir. Yazık bize. Gerçekten Diyanet İşleri Başkanlığı’nın başkanı Atatürk’tür. Her ne kadar bir Fatiha bize fazla gelse de biz 85 milyon Türk milleti olarak onun aziz hatırasını büyük bir minnet ve rahmetle andık. Diyanet’e rağmen cuma hutbesinde Atatürk’ü rahmetle anan hocalarımız da vardı. Allah her birinden razı olsun. Bu vesileyle Mustafa Kemal Atatürk’ü anmaktan ve anlamaktan mahrum olanlara, Cumhuriyetimizin kurucu unsurları ve değerleriyle sorunu olanlara, Türk milleti sevgisinden rahatsız olanlara hatırlatmak istediğim bir şey var. Atatürk ve Cumhuriyet adına; Bugün ülkemizde ezan okunuyorsa, bugün yüce bayrağımız göklerde dalgalanıyorsa, bugün toprağımız, malımız, canımız, namusumuz ve güvenliğimiz mevcutsa, bunu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyuz. “Ne yaparsanız yapın bu borcu unutamayacaksınız” dedi.

‘CARL SCHMITT’TEN İLHAM ALDILAR’

Yüksek yargıya ilişkin tartışmalara da değinen Akşener, Can Atalay davasına ilişkin hukuk skandallarının 8 Kasım itibarıyla devlet krizine dönüştüğünü söyledi. Akşener sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yargıtay 3. Ceza Dairesi de Sayın Erdoğan gibi ‘Anayasa Mahkemesi’nin kararına uymuyorum, saygı duymuyorum’ dedi. Üstüne üstlük, parmak kaldırıp ‘hak ihlali’ kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında da suç duyurusunda bulundu. Bu bile yetmedi. Yavaşlamadılar, milletin iradesine uydular.” Bu hukuksuzluk karşısında hükümetin yaptığı ilk yorum, kararın milliyetine ilişkin oldu. Gelin hukuk tarihine bir yolculuğa çıkalım. Dönemin ünlü Alman anayasa hukukçusu Carl Schimitt’e göre kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü. Bu gibi prensipler sadece detaydır. Yasama, yürütme ve yargı yetkileri, Alman halkının lideri ve en yüksek yargıç olan Hitler’in karar ve emirlerine bağlıdır. Bu otorite geçerliliğini kanundan değil bizzat fiili durumdan almaktadır. Yani Carl Schmitt’e göre hukuk fiili durumdur. Bu sadece olay meydana geldikten sonra yasal hale getirilmesi için gerekli bir aygıttır. Nitekim Nazi hukukunun fiili işleyişinde gizledikleri her eylem, daha sonra hukuk yoluyla meşru ve dokunulmaz hale getirildi. Bu anlayışa göre; Egemenlik milletin değil, egemenlik Hitler’indir. Kanun üstün değildir, Führer üstündür. Hakim bağımsız olamaz. O yalnızca liderin emirlerinin uygulayıcısıdır. Dolayısıyla yargı herkes için adaleti sağlayan organ değil, iktidarın yasa dışı, ahlaka aykırı ve hukuka aykırı eylemlerini yasallaştıran organdır. Şimdi gelelim günümüze. Bu tablo size tanıdık geliyor mu? Görünüşe göre bazı saray sakinleri ilhamlarını Carl Schmitt’ten almış. Nitekim Carl Schmitt’in mevcut öğrencilerinin anayasal devlet krizine yol açan hukuk dışı fiili duruma çözüm üretmek yerine hızla anayasa değişikliği arayışına girmelerinin nedeni de tam olarak budur. Yani fiili durumu yasallaştırmaya çalıştılar.”

‘MEKANİZMALARDAN BİRİ ÇALIŞMAZSA SİPARİŞ VERİLMEZ’

Kaynağını Anayasa’dan almayan hiçbir organ veya kişinin devlet yetkisini kullanamayacağına işaret eden Akşener, “Bu çok açıktır. Anayasamızın getirdiği devlet düzeni birbirine bağlı mekanizmalardan oluşan bir sistemdir. Bu mekanizmalardan herhangi biri yoksa İşe yaramazsa emir bozulur Nitekim Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa’ya saldırının hemen öncesinde aynı Anayasa Mahkemesi, ‘yanıltıcı bilgiyi kamuya yayma’ suçunun iptalini de reddetmişti. O dönemde Almanya’dan da ilham alan ‘Dezenformasyonla Mücadele’ yasasıyla öne çıktık. Biz de bu kararı eleştirdik. Biz de bu eleştirinin haklı olduğunu düşünüyoruz. Ancak çıkıp ‘Anayasa Mahkemesi’nin yapması gerekeni’ demiyoruz. Yargıtay’ın bir dairesinin Anayasa Mahkemesi’ni bununla suçlamasını, kararına uymamasını, Anayasa Mahkemesi üyelerini hedef göstermesini hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Hele Gazi Meclisimizin kurumsal yapısı da aynen böyle olduğundan, “Yargıtay dairesinin hedef göstermesini tasvip etmiyoruz. Amacı belli olmayan grupların millet iradesini hedef almasına asla izin vermeyeceğiz” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu